13 Temmuz 2017 Perşembe

Dedelerimiz Vatanını bırakıp Anadolu’ya neden göçtü?

TÖRÎK SUGIŞI BEYÎTÎ ve Dedelerimiz Vatanını bırakıp Anadolu’ya neden göçtü?

Dedelerimiz Vatanını bırakıp Anadolu’ya neden göçtü?

Yıllardan beri Vatanımız Tatarstan-Kazan’a hemen hemen her gittiğimizde bizlere şu soru sorulur;
Dedeleriniz oralara niye gitti. Hangi sebep dedelerinizi vatanlarını bırakıp oralara gitmeye mecbur bıraktı?”
Çoğu zaman bu soruyu kendi kendimize de sormuşuzdur. Ama cevap olarak kesin olmasa da deriz ki “Dinlerini, Müslümanlıklarını kaybetmemek için göçmüşlerdir.”
Acaba böyle miydi?
O tarihlerde (1883-1903) Anadolu’ya sadece biz Kazan Tatarları mı göçmüş? Elbette hayır! Kırım Tatarları ve Kafkas halklarından Çerkezler, Karaçaylar, Çeçenler,Dağıstanlılar (Kumuklar) gibi birçok halk Anadoluya zorunlu göç ettirilmiştir.Buna ait bilgiler Kafkas ve  Çerkes halklarının internet sitelerinde mevcuttur.
Benim edindiğim bilgiye göre biz Kazan Tatalarının göç eden sayısı 3000 iken diğer Kırım ve Kafkas halklarının sayısı 2.000.000 (ikimilyon) dan fazladır.
Peki bunca halk nasıl göçe  razı edilmiştir. Bir insan nasıl vatanını, toprağını,evini, eşini, dostunu bırakıp yola koyulabilir? Geri dönemeyeceğini bile bile neden vatanını terkeder?
Bu sorulara cevap bulabilmek için o yıllarda halkın en hassas noktalarından biriolan “Dininin” “Müslümanlığının” kullanılacağı kimin aklına gelir?
Maalesef politikacıların, devlet idarecilerinin işi bu! Yani halkı kolayca istedikleri şeye inandırabilmek. Bunun için de ne kullanılması gerekiyorsa onu kullanmak! Buna hala saf saf inanıyoruz. Yani hala “Biz dinimizden olmamak, dinimizi kaybetmemek için göç etmişiz” diyoruz.
Ama işin aslı maalesef bu değil. O zamanki Osmanlı ve Rus devlet adamlarının politikaları gereği; dinimiz gibi en saf duygularımız kullanılarak vatanımızı terk ettirilmişiz!
Bunun delili aşağıdaki “Törek Sugışı Bäyiti” dir.
Bu beyit devlet yanlısı ya da, devlet memuru Bäyetçelär tarafından yazılmış, köy-köy kasaba-kasaba dolaşılarak halka duyurulmuş ve korku salınmıştır.

Kazan’da aylık olarak yayınlanan MİRAS  adlı derginin 1991/1.sayısının 52 sayfasında“Törek Sugışı Bäyiti” isimli bir şiirin varlığından haberim vardı  ve “Nasıl bir maksatla yazıldığı görünmekte”diyerek ortak alfabeye çevirmek suretiyle arşivime almıştım.
Şimdi ise bu şiirin ne maksatla yazıldığına yorum getirmek amacıyla kendi fikirlerimle birlikte sizlere sunuyorum.

BU KONUDA TARİHÇİLERİMİZ ACABA NE DÜŞÜNÜR?

Bilindiği üzere Plevne Savaşı ardından Rus ordusunun ilerleyerek İstanbul kapısı önlerine kadar gelmiş olması ve bunun sonucunda; Rusların bu “zaferleri” ardından bu topraklarda temelli yerleşme arzularına binaen Edirne’de bir anıt yaptırmış olmaları tarihin sayfalarında yazılıdır.
2.Abdülhamit ilk olarak Rusların ilerlemesini durdurmak maksadıyla bir “ateşkes” anlaşması imzalamış, kesin ve nihai anlaşma uzun müzakere ve çabalar sonucu 13Temmuz 1878' tarihinde yapılan Berlin antlaşması ile son bulmuştur.
Üzerinde durmak istediğimiz söz konusu bu Berlin Antlaşması sonucunda, bu günkü adıyla Rusya topraklarında başlayan zulüm hareketleridir.
Bu anlaşma sonucu Ruslar temelli yerleşmek amacıyla geldikleri (Yeşilköy)den, savaşın çıkmasından önceki sınırlarına çekilmişlerdir.Görünürde başka bir kazançları olmamış.  ACABA NİYE?
O günkü şartlarda kendi ülkesinde “müslüman”vatandaşlarını henüz askere alamayan Rus Çarlığı yaptığı bu anlaşma sonucu bunları (Kırım, Kafkas ve Kazan’da yaşayan müslüman halkı)  “halifenin” topraklarına sürgün etme yolunda kapı aralamış ve sonucuna kısmen ulaşmıştır.
Çeşitli kaynaklarda bu “sürgün”, “zorunlu göç”olarak isimlendirilse de “NEDEN”sorusu sorulmamış ve cevabı da aranmamıştır. ACABA NİYE?
Bu “zorunlu göç”  Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığının ortak çıkarlarına hizmet etmiştir.”Diye bir cümle kullanmak sanıyorum yanlış olmaz.
ÇÜNKÜ;
Bu günkü adıyla Rusya da yaşayan Müslüman Halkın yaşadığı topraklarda, yüzyıllardan beri Rusların gözü olmuştur. O topraklara kendi halkını yerleştirmek için çaba sarf etmiştir.
O tarihlerde Anadolu ise devletine asker vermekten bitap düşmüş durumdadır. Aileler yarım, yani yaşlılar ve kadınlar ile biraz da çocuklardan oluşmakta idi. Nüfus azalmış, insanlar ovalardan dağ aralıklarına kaçmış, gözden ve gönülden ırak yaşamaya zorunlu kalmışlardır. Devletine asker verecek gücü kuvveti kalmayan Anadolu’da nüfus belki 6-7 Milyonu bile bulmamakta idi. Eğitimsizlik ve cehalet yüzyıllardan beri bu Anadolu halkına kabus gibi çökmüştü.
Bu şekildeki bir nüfus yapısına taze kan, diri aileler ve yeni nesiller (hem kültür ve medeniyeti Anadolu insanından kat kat fazla olan) ancak Rusya topraklarında mevcuttu.

Kendi halinde mutlu bir şekilde yaşayan Kırım-Kafkas ve Kazan’ın Müslüman halkı bu boş Anadolu topraklarına nasıl göç ettirilebilirdi??
1878 Berlin antlaşmasına tekrar dönersek,burada tarihçilerce belki pek önemsenmeyen bir madde var; “Esir değişimi”
Bu maddeye göre her iki taraftan dileyen istediği devlete gidebilecek. (güya esirler için) Bu maksatla göç edenlere sınırlar her iki tarafta da açık olacak. Bu madde 10 sene boyunca yürürlükte kalacak. (Daha sonra bu süre bir on yıl daha uzatılmıştır.)
Dedelerimizin geldiği  yıllar, bu l878-1903 yılları aralığında kaldığına göre Rus Çarı ve Osmanlı Sultanı, yaptıkları anlaşmanın yerine getirilmesiyle emellerine ulaşmışlardır.Ama ne pahasına;
Çeşitli kaynaklarda o tarihlerde Anadolu’ya2 milyon göçmen geldiği yazılıdır. Bu iki milyon insanın gelmeden önce gördükleri zulüm, gelirken çektikleri eziyet, meşakkat ilk yerleşme yıllarında yaşadıkları zorluklar 110-120 yıldır biz torunlarına anlatıla gelmiştir.
Hiçbir sebep yokken 2 milyon insan nasıl yerlerinden yurtlarından koparılır.
Dedelerimizin geldiği yıllara masumane bir gözle bakacak olursak; o yıllarda Osmanlı-Rus arasında herhangi bir savaş ya daanlaşmazlık gibi bir olay yoktur. Buna rağmen insanların nasıl sürgün edilebildiği esef vericidir.

Aşağıda ortak alfabeye çevirmeye çalıştığım şiirin ana teması okunduğunda tam olarak anlaşılmaktadır.
O zamanki ortak bir dil ile yazılan bu beyitin, Anadolunun kuzeyinde Kafkas, Kırım, Kazan ve Kazak bölgelerindeki köy ve kasabalarda yaşayan insanlara ulaştırıldığı, onlara “din elden gidiyor” mesajı verilmeye çalışıldığı gün gibi açıktır.

1878-1903 yılları arasındaki diğer tarihi olayları da göz önüne alarak bu tarihin belki de en büyük göç olayının irdelenmesini ve yorumunu tarihçilerden istemek sanıyorum bizim en tabii hakkımızdır.

TÖRÎK SUGIŞI BEYÎTÎ

MİRAS JURNALI  91/1  SANI 52 .BİT
Moña  kader kiñ katlav ukuçılarga bilgili bulmagan medeni  hazinebîzde şul isimdegî şigri eserde bar. Avtorı(yazuçısı), yazılgan urını hem vakıtı eli açıklanmagan. Andi süz1877-1878 yıllardagı urus-törîk sugışı hem şul vakıtta müsîlmannarnıñ hokukın çiklev turında bara. Küresîn, eser elîgî vakiygalarnıñ kaynar îzînnen yazılgan. Halık edebiyatı traditsiyalerîne(yulalarına) nigîzlengen bu eserde şul çor edebiyatınıñ kaybîr üzînçelîklerî açık küzallana.
Bu-veisîvçîler hereketîhem anıñ edebiyatı aktivlaşkan yıllar idî. Üzînîñ idîyastil üzînçelîklerî bîlenelîgî eser Gabdîllatif Halidinîñ, "Mîkîrcî beîtî"(1878),"Arıslan hîm ügîzler", "İki Ahmak"(1882) hem  Bahavetdin Veisîvnîñ "Divan şahi Nekışbendi"(1874)1,"Münecet ve Hikmet""EvvelîRögyat"1878-1881)2 kîbîk şigri yazmaları bîlen avazdaş.
Halık  edebiyatında hem anı sitilleştîrîp yazılgan bu eserde şigri kültürası şaktıy yugarı buluı kürîne. Halık şigırî birîde üzınî klassik edebiyatıbız burıçın yüklegen. Halık takmagı çiklerînde şagıyr fikîrî kiñ ictimagıy-felsefi yañgıraş ala, polîmikseyasi ruh bîlen sugarıla.
"Törîk sugışı beyîtî" moña kader kulyazma halînde yaşep kildî. Tekstnı matbugatka filologiya fennerî kandidatı Mesgut Gaynîtdinov ezîrledî.

1                BEYÎT
Mösîlmannar,  gaceplenmeñ bu beyîtke,  
Monı yazdım din-islamda hevîf küpke,      Hevîf-Korku
Îçîm poşa,oluglardin yardem yokka;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
2
Urısnıñ bu yıllarda küñîlî üstî,
İslamnıñ kükregîn temam kıstı.
Şundin soñ üz gahîdîn üzî bozdı;       Gahîdî,ahdi-sözü
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
3
Kars, Batum, Ёrzîrumnıala birdî,
Dinay ütîp,Balkannı aşa yördî.          Tuna
Törîknîñ helsîzlîgîntemam bîldî;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
4
Balkannı, Edîrnenî temam aldı,
İslamnıñ yöregîne kurku saldı.
İstanbulnı almayınça bik az kaldı;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
5
İstanbulnıñ kapusına barıp cittî,
Hisapsız mösîlmannıñ kanın tüktî.
Bîlmeymîn, bu könannan niçîk çiktî?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
6
Kırık  mîñî gosman ile balun töştî,     Balun-esir
Neçe mîñ balunında cirdî saldı.
Kitap-koren barçası şunda kaldı;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
7
Nişlegendîr şul vakıtta katın-kızlar,
Bu turıda bik küp uldı yaman süzler.
Yıglay-yıglay sukır buldı bik küp küzler;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
8
Tüzelmegeç bu kyafîrge andagılar,
İhtimal yok tüzerge mondagılar.
Mondagılar..........................................
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
9
Turgay, bükey - her ikîsî kırgız cirî?!Turgay,bükey-Kazakstan,Bükîy ordası
Bu cirlîrdin küp galimner kaldı kirî.
Kıtayga tınıçlık yok anan birî; Kıtay-Çin
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
10
Turgayda sellalınıñ başın çaptı          Sellalınıñ-Çalmalı,Tatarmolla ve şakirtlerî
Turgaydan Ufaga yolnı yaptı.
Hezîrge köllîsîn utka yaktı;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
11
Turgaynıñ, kırgızların  cemıg kıldı,     (cıydı-topladı)
Cıyoben herkaysınnan batbiç aldı.     (imza)
Ufaga barudan menıg kıldı;                (tıydı-men îtti)
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
12
Urıs tîlîn bîlmegenner mulla bulmas,
Yazuın tanımagan -ul da bulmas,
Ukımagaç urıska kul da bulmas;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
13
Kazıy, ahun dürt klassnı ukıp çıksın,  Kazıy-Kadı    Ahun-İmamların başı başimam
Ukımasa, anı yasap urıs nitsîn?
Bulsa, bîlsîn, bîlmese, bîtîp kitsîn;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
14
Bu yortlar kyafîrilen tulı bulgaç,
Nik tırışmas urıslar, yolı bulgaç?
Üzîne kul möfti kuya, kulı bulgaç;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
15
Obrazaunıy möfti bulgaç, yahşı buldı,          Obrazaunıy-Tahsilli
Ve lekin mözminnerge fîtne tuldu.
Kayda kittî yahşılıklar, kayda buldı?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
16
Mullalar bulsa,indî obrazaynıy,
Megaz allah, kîmner totar iken dinnî?
Din totmaunıñ megnesîn eytem indî;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
17
Kîm ni süse, bîrge anıñ ilen, digen.
Kubaraçak, kıyamette anı söbhan!
Şundak bulsa, ayrılmayık bîz galimnen;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
18
Mondin  arı ikî isîm kuyîlaçak.
Bîrsî-tatar, bîrsî-urısça bulaçak.
Andıyn bîzge eş kalmay uylanaçak;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
19
Şah ukazda yazıptır bîzge şulay,
Hevîflî  heberlerden cannar tınmay,
Ukazınnan bîzge fayda hiç kürînmey; Ukaz-Kararname
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
20
Tora halıklar uramda cıyılışıp,
Süzleşeler heberlerdin boyıgışıp,
Kyafîrler yöri sizîp, söyînîşîp;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
21
Gavam mîskîn, kiledîr mullalarga;
"Tiyîşlîmî bîzge bu îşnî kullarga?"
Mullalar çaba barızur baylarga;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
22
Biçaralar yögîreler zur baylarga;
"himmet itealmasmı,-dip,-bu cannarga?"
Üzîne yok akılnı bay bire anlarga;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!


23
Menıg itmesîn mulla barı hevîfînnen,
Urıslarnıñ inkyarîne tavışınnan,
İkînçî yollar cir yok sagışınnan;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
24
Kîmge barıyk? Kîmge yollap bîz karayık?
Garız helnî kayurınga bîz bireyîk? (arz)
Kayda barıp, kîmnen derman bîz küreyîk?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
25
Oluglardan yardem yok-iganet yok
Gavamnarda gıylîm yok, diyanet yok.
Kyafîrde - meger heyle, ihanîet- Yok!
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
26
Urıs kîbi ukıgannar mulla bulsa,
Blacinna statiya kulda bulsa, (Mübarek belgeler)
Mescîd sayın tabılır ul da bulsa;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
27
Tabılmasa, dürt-biş mescid bîrge kalır,
"Bîrprihod" - dip alarnı cömle alır, (kilise)
Şulay dip barçamıznı utka salır;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
28
 Urısça ukıp mulla ilge imam bulsa,
Secdege çalbarı tarlık kılsa,
İspravnik kulında haman bulsa; (Polis)
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
29
Bu imamnıñ igtibarı dinde bulmas,
Küp urında urıstan kim de bulmas,
Bu imam hesretî sinde bulmas;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
30
İmannı kîm ukıtır, beyan iter?
Gıybedetnîñ ehkyamînkîm gayan iter?
Kîm ukıtsa, mulla aña ziyan iter?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
31
Ukırga-ukıtırga kıyalmaslar,
Heram, mekruh ёşlerden tıyalmaslar,
Oyalmaslar: çugıyob, haya almaslar;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
32
Ey,  kardeşler, din-şerigat veyran buldı,
Bu hususta küpgalimner heyran buldı.
Gakıl, fikîrler üldî-teyran buldı;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
33
Mözminnerge urıs baznı tiren kazgan!
Nadanlıktan,halıklar barı da azgan,
Bîlmeymîn, hoda bîzge niler yazgan?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
34
Medrese, mektepler veyran uldı,
Ëçkî ilen, kabakilen dönya tuldı.
Himmetlî irennerge niler boldı?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
35
İmamnarda emrî megruf temam bîttî,
Nehi mönker vakıtları ütîp kittî.         (naçarlıklardan tıyo) 
Urısnıñ zakonı harap kittî.
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
36
Ey kardeşler, mescîdke bîz baraîk,
Îglay-îglay hodadan bîz soraîk.
Bu ëşlergî riza bulıp nik toraîk?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
37
Teübe kılıp kaytayîk her gönahtan,
İnşa  Allah, yardem ula ul ilahtan.
Kegaz birîp sorayîk padişahtan;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
38
Kiñeş öçîn oluglarga bîz baraîk,
Hoda yardem birse, bîzge bu teraik
Sobraniyage garız birîp te karayîk;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
39
Sobranniyade faydayogı dörîstîr de,
Alay bulsa, kegaz birik ministrga,
Urıs bîlen gerçe ul bîr çıgışta;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
40
"Urıs gıylmîn bîlgen mulla yahşı"-digen,
Çönki möfti üzî barıp kulın kuygan,
Urıs gıylmîn kuetlerge riza bulgan;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
41
Bu yortlar kyafîrilen tulı bulgaç,
Nik tırışmas urıslar, yolı bolgaç,
Möftinîñ razıylık kulı bulgaç?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
42
Kürîñ, kyafîr mekîrî niçîk uldı:
Golemadan möftilîk torıp kaldı,
Üzîne kul möftinî tabıp aldı;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
43
Gacîp kılam baylarnıñ mal cıyoına,
Yokka aldanıp, buş şeüle kuuına,
Mal kızganıp, kegaz birmey toruına;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
44
Baylar himmet kıylu tiyîş, yolı bîrlen,
Gavamnar bîrîgü-kulı bîrlen,
Mullalar-hak, şerigat yolı bîrlen;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
45
İrenner himmet ilen yollar açar,
İttifakle, cemgıyette diñgîz kiçer.
Şulay bulsa, belki, ëşler uñga kiter;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
46
Korı, yokka"ah-vah!" itüde ni fayda?
İhlaslı, himmetlî mö'ëmin kayda?
Mehebbet, regbetlerî bulgan malda;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
47
Yörek yana, ëçler poşa, gacep heyran!
Megaz allah, dinîmîz ulsa veyran?
Urıs-kyafîr kuanıp ite seyran;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
48
Hodavende, fazlıñ ile sen medet kıl,
Barça mö'ëmin küñîllerîn sen regbet kıl!
Teüfik birîp, imanımız selamet kıl;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
49
Monı yazdım hevîf, borçu küplîgînnen,
Hevîflî heterler çuklıgınnan,
Himmetlî irenner yoklıgınnan;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
50
Bu ëş dehi bula, diler Çistaylardan,
Ispasta, Bögîlmede hem Samarda,
Bulmas mı Puride hem Kazanda?
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
51
Ufada, Irınburda dehi bulır,
Urıs annan ne tîlese, anı kıylır,
Bu ёşke kîmner riza bulır;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
52
Bîr hodayîm, sakla kyafîr mekîrînnen
Teüfik birsen, belki kaytır fikîrînnen,
Mösîlmannar kuymas idî şökîrînnen,
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
53
Kyafir  kasd, kine tota bîznîñ dinge,(Kin)
Doşmanlığı anıñ arttı köndin-könge
Urıs-kyafîr eylendîrdî könnî tönge;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
54
Bu yîl Çulpan-megribkeyene küçtî,
Mösîlman-möёminnerge kaygı töştî,
Din hakında cömlesînîñ ёçî poştı;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
55
"Cittî"-disem, isîme töştî tagın bîr süz;
İhlas ile kolak salıp tıñlagız sîz,
Urıs-kyafîr mekîrîn anlagız sîz! mekîr-hile
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
56
Monıñdik cömlesînnen bîrî şuldır;
Hezîrde emîr kıyldı, anı bik bîl,
Yekşembî kön layka açılmas şul!
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
57
Irunburda mösîlmannar kaygırışkan,
Bu emîrge razıy bulmay küp tırışkan.
Bîr yort kalmıy, möёminnerge tüleü töşken;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
58
Henüz de ul iller yöri, dirler,
Padişahtan merhemetler sorıy, dirler,
Dinîmîzde bîzge lazîm tügîl, dirler;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
59
Birgenner ministrga-kirî kaytkan,
"Bîzîm ёş tügîl"deyo,kırın yatkan.
Mösîlmannar hem cümlesî şak katkan;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
60
Üzlerînîñ zakonı-faydası küp,
Zakonınnan bigrek, heylesî küp.
Sîz karañız, mösîlmannar, fehîm itük!
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
61
Din kardeşler,yoklamayîk tañ atkança,
Urıs-kyafîr suretîne karatkança,
Mal atayîk tizrek-canatkança!
Şulay itsek, kilîşmesmî, mösîlmannar?!
62
Bara torgaç, kegaz yörmes: memnüg ulır,
Din iyesî mösîlmannar megmüm ulır.
Hak din öçîn, gazizler mehrüm ulır;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
63
"Tatar gaklı töşten soñ!"-dip, urıs kölîr,
Cömle malın da baylar birîrge uylar.
Ёş ütken soñ barça möёmin ügîz yollar;
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
64
Ey, möёminner, mösîlmannar,din kardeşler,
Olug-kîçîk, bay-fekıyr hem tiñdeşler,
Mal kızganma sbulsañız, bîr kiñeş bar;
Bolay bulsa, nekıylırmız, mösîlmannar?!
65
Urıs-kyafîrniçe mîñner çakrım kiter,
Cir ёzlemek öçîn yortın taşlap kiter,
Karasak, bîzlerge küp gıybretî bar;
Monı uylap karasañız, mösîlmannar
66
Cir kıymmet mî? Din kıymmet mî? Monı uyla!
Mallar bîtsîn, cannar! Hakçîn-dinnî kuymañ!
Malnı yalap, cehennemde meñgî kalmañ!
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!
67
Şulaybolgaç, din kadîrîn bîleyîk bîz,
Kadîrîn bîlîp, ihlas gamîl kılayîk bîz!
Hodadin yîglap-yîglap sorayîk bîz!
Bolay bulsa, ne kıylırmız, mösîlmannar?!


Evet, bu manzum eser ile, özellikle 66 ve 67 sayılı dörtlüklerde insanımızın dini duygularının bu derece (çirkince)istismar edilmesi, kullanılması dinini bilen ahlakı temiz hangi insana yakışır.
Dinini kurtarmak için geldiği Anadolu’da oğullarını-çocuklarını önce Balkan ve Çanakkale savaşlarında sonra İstiklal savaşlarında şehit vermeye başlayan bu insanlar, acaba Sultan Ciri Aktopraklara gelmeselerdi, şimdi Anadolu’da  Türkiye Cumhuriyeti Devletinin durumu ne olurdu?
Kendi vatanlarında şehit olmak varken, din elden gitmesin, halife elden gitmesin diye geldikleri Aktopraklarda şehit-gazi olan bu muhacirlerin acaba ne kadar kıymetleri biliniyor? Dahası böyle bir kıymet olduklarından kimin ne haberi var.
Behzat Aktaş
İzmir
09.09.09